Haber

Modern Dünyanın Giyim Üzerindeki Etkileri

Bedenin Özgürleşme Çabası;

Modada KÜBİZM Modanın kusursuz ayakta kalma mücadelesiyle beraber hep taptaze görünmesinin sebebi güncele ayak uydurmasıdır. Kısa bir tarih yolculuğuna çıkarsak şunu biliriz ki sadece arzu, istekler değil zamanın sunduğu realitenin de söz sahibi olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz.

Modern Dünyanın Giyim Üzerindeki Etkileri

Bedenin Özgürleşme Çabası;

Modada KÜBİZM Modanın kusursuz ayakta kalma mücadelesiyle beraber hep taptaze görünmesinin sebebi güncele ayak uydurmasıdır. Kısa bir tarih yolculuğuna çıkarsak şunu biliriz ki sadece arzu, istekler değil zamanın sunduğu realitenin de söz sahibi olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz.

Tarih içerisinden renkler ve formlar kültür ve diğer kültürlerle etkileşimden dolayı kendini sürekli yenilemiştir. Buna ilham veren güzelliklerin yanı sırada kaotik savaş dönemlerini de göz ardı edemeyiz. Savaşın soğuk yüzünü biz modayı ele alan insanlar onu etkilerinden çok uzaklaştırmadan da kurgulayabiliriz. Kanlı, bıçaklı sahnelerden bahsetmiyoruz sizlere. Zamanın ve şartların getirdiği şatafatın da yerini aldığı hafif buruk bir zarafetten bahsediyorum…

Bir Devrim; Küçük Siyah Elbise 

  1. Öncelikle Kübizm’i masaya yatıralım. Plastik sanatlarda 20. yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan, doğa biçimlerinin olduğu gibi yansıtılması gerekmediğini, onun plastik bir olgu olarak görülmesi gerektiğini öne süren, nesneleri geometrik biçimlerle yansıtan, yaratıcıları arasında Braque, Picasso gibi sanatçıların bulunduğu bir sanat akımıdır. 
  2. Kübizm ve moda arasındaki ilişkinin pekiştiği giyim unsurunun ünlü moda tasarımcısı Coco Chanel tarafından 1926 yılında tasarlanan “küçük siyah elbise” olduğu söylenebilir. Chanel’in bu tasarımı hazır giyim ve haute couture’un arasında durmaktadır. Giysi konstürksiyonu mümkün olduğunca sadeleşmiş, gerektiğinde uzatılıp kısaltılabilen geometrik şekillerin düzenlemesine indirgenmiştir. Bedenin çevresini saran hacimden tamamen uzaklaşılmış, giysi bedene oturan kumaşlara indirgenmiştir. Malzeme seçimi o günde değin sadece erkek iç çamaşırlarında ve spor kıyafetlerinde kullanılan, haute couture tasarımcılarının asla kullanmadığı, giyimde kolaylık sağlayan jarsedir. Kübist ressamlar da çalışmalarında resmetmede ve boyamadaki kusursuzluk yerine, resmi bir araştırma zemini olarak görerek, kendi ilkeleri çerçevesinde kuracakları kompozisyonlara önem vermişlerdir. Küçük siyah elbisedeki renk seçimi tek renk, siyahtır. Ayrıca bu elbise kolaylıkla hazır giyim üretim yöntemleri ile üretilebilecek biçimde tasarlanmıştır. Son olarak küçük siyah elbise diğer aksesuarlarla kombine edilebilmekte; elbisenin kalıbı temel alınarak kollarında, yakasında ve etek boyunda sayısız değişiklik yapılabilmektedir. Bu yanıyla bir giyim kolajı yapmak için temel oluşturmaktadır. Bütün bu özellikler göz önüne alındığında, Chanel’in küçük siyah elbisesini kübizmin ortaya çıkardığı kübist bir görsel kültürün içinde değerlendirmek olasıdır. 
  3. Günümüz tasarımcılarından Christian Francis Roth, Ronaldus Shamask, Rei Kawakubo gibi tasarımcılar Kübizmin dinamiklerini kullanarak çeşitli kıyafetler tasarlamaya devam etmektedirler. Ancak R. Martin (1999)’in belirttiği gibi Kübizm ve moda arasındaki ilişki görsel bir benzerlikten ötedir. Moda tasarımcıları ve Kübist sanatçılar farklı ortamlarda çalışarak benzer bir dünyayı ve bununla birlikte ortak bir görsel kültürü paylaşmışlardır. Kübist ressamlar tuvalin düzlüğünü keşfederken moda tasarımcıları geniş hacimli elbiselerden kumaşın düzlüğüne yönelen kıyafetler tasarlamışlardır. Bunun yanında iki alanda da geometrik şekiller kullanılarak formların belirsizliği vurgulanmıştır. Bu nedenle moda ve Kübizm arasındaki etkileşimin Kübist bir görsel kültürün ürünü olduğu söylenebilir. Kariyer Eğitim Kurumları olarak bizler eğitim ve uygulamalı eğitim içeriklerimizde, sanatın ve moda bir bütün olarak işleyişine önem veriyoruz. Bu ayrılmaz bütün ile gerçekleştirdiğimiz işlerin hazzını siz takipçilerimiz ile günbegün paylaşıyoruz.
Diğer Blog Yazıları